Besin alerjisi belirtileri ve tedavisi
Besin allerjisi, vücudun savunma sisteminin besine karşı verdiği anormal yanıttır. En sık çocukluk döneminde görülmekle birlikte hemen her yaşta görülebilir. Kişide atopik dermatit olması; anne, baba veya kardeşinde allerjik hastalık olması besin allerjisi gelişimi riskini artırmaktadır. Besin allerjisi sıklığının çocukluk çağında %1-6; erişkin döneminde ise %1-2 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Hemen her besin allerjiye neden olabilir. Ülkemizde besin allerjisine en sık yol açan besinler yumurta, inek sütü, fındık, fıstık, ceviz, mercimek, buğday ve et olup susam, soya, nohut ve balığa karşı allerji de daha az sıklıkta görülmektedir. Yumurta, inek sütü ve buğday allerjileri genellikle erken bebeklik ve çocukluk döneminde belirti vermeye başlarken kuruyemişlere bağlı allerjiler daha geç çocukluk döneminde başlayabilmektedir.
Belirtiler
İki tip besin allerjisi vardır: Erken tip (IgE moleküllerinin rol oynadığı besin allerjileri) ve geç tip (IgE moleküllerinin rol oynamadığı besin allerjileri).
Erken tip besin allerjilerinde besin alımından sonra birkaç dakika veya saat içinde ortaya çıkan deride kaşıntı, kızarıklık, egzema, göz, dudak, dil ve damakta şişlikler, burunda kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık, gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık, kaşıntı, öksürük, nefes darlığı, hırıltı, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, tansiyon düşüklüğü, halsizlik, bayılma gibi belirtiler görülebilir. Deri belirtilerinin yanında solunum yolu veya sindirim sistemi ile ilgili belirtilerin birlikte olması “anafilaksi” olarak adlandırılan hayatı tehdit eden ağır allerjik reaksiyonu tanımlar.
Geç tip besin allerjileri ise daha nadir görülmekte olup, bu tip allerjilerde genellikle besin alımından sonraki birkaç saat veya gün içinde ortaya çıkan inatçı kusma, karın ağrısı, ishal, kanlı dışkı belirtileri ve bazen büyüme geriliği görülür. Bu tip besin allerjileri çok çeşitlidir; besin proteini ilişkili enterokolit, besin proteini ilişkili proktokolit ve eozinofilik mide-barsak hastalıklarıdır (eozinofilik gastrit / duodenit / gastroenterit / kolit).
“Besin allerjisi tanısı için şüpheli besinle her karşılaşmanın ardından mutlaka yakınmaların ortaya çıkması gerekir.”
Tanı
Erken tip besin allerjilerinde allerji uzmanı tarafından yapılan deri testlerinde pozitif reaksiyon olması ve/veya kanda şüpheli besine karşı oluşan bazı maddelerin saptanması ile besin allerjisi tanısı konulabilir. Tanı konusunda şüphe varsa besin allerjisi konusunda deneyimli kliniklerde, allerji uzmanı gözetiminde yapılabilen “besin karşılaşma testi” (besin provokasyon testi) ile tanı kesinleştirilebilir. Bu testte besin daha önceden belirlenmiş protokollere uygun olarak az miktardan başlanarak giderek artan dozlarda hastaya yedirilerek yakınmaların ortaya çıkıp çıkmadığı gözlenir.
Geç tip besin allerjilerinde ise genellikle deri testleri ve kan tetkiklerinde pozitif sonuç saptanamaz. Tanı, şüpheli besinin diyetten çıkarıldıktan sonra belirtilerin kaybolması ve allerji uzmanı tarafından uygun görülen bir yaşta veya zamanda besin karşılaşma testlerinin yapılması ile konulur.
Tedavi
Besin allerjisinin günümüzde kabul edilen tek tedavisi sorumlu besinin beslenmeden tamamen çıkarılmasıdır. Sorumlu besinin içinde olduğu tüm gıdalar da yasaklanır (örneğin inek sütü allerjisinde yoğurt, peynir, tereyağı, süt içeren kek, bisküvi ve yemekler gibi). Besin allerjeni anne sütü ile bebeğe geçip belirtilere neden oluyorsa anne diyetinden de sorumlu besin çıkartılır.
Sorumlu besinin yerine geçecek diğer besin ögelerinin tüketiminin desteklenmesi, çocukluk çağında büyümenin takibi önemlidir. Besin allerjisinde kullanılan bir ilaç tedavisi henüz yoktur.
İzlemi
Besin allerjisi olan hastalar düzenli olarak allerji uzmanı tarafından takip edilmelidir. Besin allerjilerinin büyük bir kısmı (özellikle inek sütü, yumurta, soya ve buğday gibi) erken çocukluk/ okul çağı döneminde kaybolurken bazı besin allerjileri (özellikle kuruyemiş) daha büyük yaşlarda kaybolmakta veya erişkin dönemde de devam edebilmektedir. Başlangıçtaki kan ve deri testlerinde saptanan allerji ne kadar şiddetliyse allerjinin devam etme olasılığı o kadar yüksektir. Ayrıca hastada başka allerjik hastalıkların ve birden çok besine allerjinin olmasının besin allerjisinin geçme sürecini uzatabilir.
Besin allerjisi olan hastalar ve aileleri, özellikle tüketilen hazır besinler konusunda mutlaka bilinçli olmalı ve tükettikleri besinlerin içeriğini önceden araştırmalıdır. Besin etiketleri mutlaka okunmalıdır.
Besin allerjisi olan hastalar kazara sorumlu besini yediklerinde allerjik belirtiler ortaya çıkabilir. Daha önceden besin ile ağır allerjik reaksiyon (anafilaksi) hikayesi olan hastaların yanlarında mutlaka epinefrin (adrenalin) otoenjektör bulundurmaları gerekmektedir.
Hastaların besin allerjilerinin belirtildiği bileklik takmaları veya kimlik taşımaları gerekmektedir.
Eğer hasta okul çocuğu ise, öğretmenler ve okul yönetimi çocuğun besin allerjisi konusunda bilgilendirilmelidir. Acil durumlarda uygulanması amacıyla yedek epinefrin otoenjektör temin edilmelidir.